28 Ağustos 2009 Cuma

Tuncay Şanlı - Vol. 1

Her Fenerbahçeli'nin sevdiği Türklerin de %90 sevdiği bir isim Tuncay Şanlı. Ve artık 3 sene için Stoke City yolunu tuttu. Transfer duyulur duyulmaz internet ortamında bir yorum patlaması oldu. Takip ettiğim birçok sitede Tuncay Şanlı konusu masaya yatırıldı. Genel kanı Tuncay Şanlı'nın Stoke City'de oynamak için çok iyi olduğu yönündeydi. Benim haberi ilk aldığım yer olan Goal.com'daki ilgili haberde Tuncay Şanlı'yı alan Stoke'un önemli iş başardığıydı. Oradaki yorumlarda da genel olarak Tuncay'ın kötü bir hamle yaptığı, Stoke'unsa büyük iş yaptığı yönündeydi. Şimdi Tuncay açısından değerlendirecek olursak, Stoke City Tuncay'ın yıldız olabileceği bir takım bu gerçek. Genelde kontraatak futbolu oynarlar bu da Tuncay'a uygun. Ancak Tuncay'a ne kadar kredi verilecek bu önemli. Ayrıca 3 senelik sözleşmesini burada tamamlarsa Tuncay 30 yaşına gelmiş olacak. Peki ya sonra ne olacak? Büyük bir takıma gitmek için geç olabilir. O sebepten Tuncay'ın Stoke City basamak olarak görüp gelecek sene için transfer kovalaması onun için en iyisi olacaktır. Peki Tuncay Fenerbahce'ye gelse ne olacaktı? Fenerbahce çeyrek final oynardı Avrupa Ligi'nde. Tuncay çok kıymetli bir isim. Onu alan takım büyük iş yapmış demektir. Bekleyip göreceğiz.

Ek 1 : Goal.com'da yaptığım naçizane yorum için : Tuncay Şanlı@BoxCarRacer/Goal.com

27 Ağustos 2009 Perşembe

OverRated!


1) Robbie Keane : Tamam belki gol mol atıyor ama ne olduğunu Liverpool'da gösterdi zaten. Listenin 1 numarasıdır açık ara. Kötü futbolcu değil ama 2.sınıf bir forvet. Her zaman İngiltere'de bir ronaldo bir messi gibi gösterilmesi şaşırtıcı.

2) Gareth Barry : Kendisini en genç dönemlerinden beri takip eden birisi olarak hiçbir zaman göze batan bir özelliğini görmedim takımına olan bağlılığı ve birkaç mevkide oynaması dışında. City'de neler yapacak bu parayı hakediyor mu? Cevaplar bence şimdiden hazır.

3) Jermain Defoe : Defoe için ödenen bonservis bedelleri performansın karşılığı mıdır bilmem ama bence bu kadar para etmeyecek bir oyuncu. Hızlı, son vuruşları iyi ama en yüksek geleceği yer Spurs'tür.

4) David James : İngiltere'den kaleci zor çıkar. Çıkan da çabuk harcanır. David James yetenekli elleriyle İngiltere Milli Takımı'na kadar yükseldi hala da orda. Ancak İngiltere Milli Takımı'nda oynaması onu bu kadar abartılan bir kaleci yapmaya yeter mi acaba? Gerekli saha hakimiyetine sahip olmayan James her ne kadar başarılı gözükse de kötünün iyisi olarak göklere çıkarılmayı haketmiyor.

5) Freddy Adu : Freddy Adu'yu buraya koyarken acele etmiş olabilirim. Sonucta 20 yaşında henüz. Ancak bu yaşa kadar başardıklarından çok başaramadıkları daha ön planda. 16-17 yaşındayken Pele geliyor denildi, 20 yaşına geldi değil Pele, Deivid de Souza seviyesine bile gelemedi. Ancak hep göz önünde iyi bir oyuncu olarak nitelendirildi. Bakalım bu iyi oyuncu gelecek yıllarda ne yapacak. Ama overrated olduğu şimdilik kesin.

6) Peter Crouch : Aslında Crouch en sevdiğim futbolcuların başında gelir. Bu eğlenceli dev santrafor haftalarca gol atamaz, en basit top indirme işlerini yapamaz ancak pastanın güzel bir pay alır. Gerçekten yüksek bonservis bedelleriyle takım değiştiren Crouch bunu haketti mi? Bana kalsa Fenerbahçe'de de görmek isterim kendisini. Golden sonra robot dansını yapsın yeter.

7) Damien Duff : Ve Chelsea'nin haddinden fazla değer yüklediği bir başka isim. Duff'ı Newcastle United'ta seyrettiğimizde(genelde sol bek oynadı) top yapamayan, düz bir oyuncu olarak gördük. ki daha önce ofansif rollerde yer almış bir oyuncuydu. Nasıl bu hale geldi, nasıl ben onu hep PES'teki performansıyla hatırladım bilmiyorum ama onu PES'teki performansıyla hatırlayan sanırım sadece ben değilim. Hala premier lig'de transfer yapabilmesine şaşıyorum diyebilirim. En iyi oynayacağı lig İskoçya Premier Ligi'dir. Seviyesi bu.

8) John Obi Mikel : Kısaca Manchester'dan Chelsea'ye çok büyük miktarlarda paralar ödenerek transfer oldu. Obi Mikel sadece düz bir oyuncu. Fiziği kuvvetli ama hepsi bu. Hucüma katkısı son derece az. Oyunun tek yönünde oynayabiliyor. Sanırsam Premier League'de henüz golü yok. Ancak genç bir oyuncu tabiki. İlerde bir Vieira olur mu bilinmez ama şimdilik dümdüz bir oyuncudan başka birşey değil.

9) Joleon Patrick Lescott : Aslında Lescott listemde yoktu ta ki City bu kardeşimize abartılı bir miktar para dökene kadar. Bizim ligimizdeki bir Servet Çetin, bir Önder Turacı'dan fazlası olmayan bir oyuncu için bu kadar bonservis bu kadar övgü çok fazla. Elde patlayan bir transfer olur. Kötü oyuncu değil ama bu parayı etmez.

10) Mehmet Topuz : Bir Fenerbahçeli olarak neden niye aldığımızı anlamadığım futbolcu. Kayseri'nin yıldızı olabilir ama ödenen paralar, Bjk ile mücadeleye girilmesi, oyuncunun mevkisinde Fenerbahce'nin sahip olduğu isimler hesaba katılınca bunların yanına Mehmet Topuz'un büyük bir takım için sınırlı sayılabilecek yetenekleri eklenince overrated damgasını vurmak kolay oluyor.


Benim listem bu. Ağırlıklı olarak Premier Lig'den oyuncular var çünkü İngilizler bu "fazladan değer verme" olayında önde gidiyor. Yakında UnderRated! listemle tekrar burdayım.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

En iyi transferi kim yaptı?(Avrupa)

Avrupa'da bu yılın büyük transferlerini incelerken bu arkadaşlarımız hakkında bir yazı yazmanın doğru olacağına karar verdim. Bu transferlerin içinde tabiki ilk başta Real Madrid göze çarpıyor. Kaka, Ronaldo, Benzema, Xabi Alonso gerçekten muhteşem transferler. Ancak bu futbolcuları oynatabilecek teknik direktör Pellegrini mi tartışılır. Çünkü Real Madrid'in sorunu yaptığı transferlerde değil sahip olduğu futbolcularda. Real Madrid'in tek başarılı olabileceği taktik 4-2-3-1 diyebileceğimiz aynı zamanda 4-3-3'e dönülebilen bir taktik olmalı. Burada en büyük problemi Raul yaratacak gibi gözüküyor. Takımın şu an için en zayıf halkası olarak gözüküyor ve takımdan kesilmesi enteresan sonuçlar doğurabilir. Kısaca herşeye rağmen Real Madrid Avrupa'da en iyi transferi yapan 3. takımdı bence. Inter'in transferleri benim çok ilgimi çekti. Çok beğendiğim bir Diego Milito, bir Thiago Motta güzel transferler. Ayrıca Lucio defansı toparlamak için ideal isim. Ibrahimovic'in yerine gelen Eto'o ise benim için soru işareti. Hayal kırıklığı olabilir. Ben olsam Adriano'yu geri getirmeye çalışırdım(gelirse tabi). Gene de Etoo Etoo'dur. Inter yapısına uygun transferler yaptı. Şampiyonluk yakın gözüküyor. Şampiyonlar Ligi ofansif oyuncuların performansına bağlı olacak. Ve gelelim avrupa'nın en iyi transferini yapan takıma Barcelona'ya. Barcelona mükemmel kadrosunu çok doğru hamlelerle güçlendirdi. Zlatan İbrahimovic kanımca Striker-Santrafor dediğimizde dünyanın bir numaralı ismi. Çok büyük işler yapacak. Ayrıca Maxwell iyi bir yedek olur. Yeni genç yeteneklerden Pedro da gayet iyi gözüktü. Yani Barcelona az ve öz transfer yaptı ve bence transferin takımı yeniden kurmak değil, eksikleri kapatmak olduğunu gösterdi. Şampiyonlar Ligin'de en kötü final oynarlar gibi gözüküyor.

Gelelim diğer takımlara. Çok kötü transfer yapan takımlarda oldu. Bayern Münih bunların başında geliyor. Mario Gomez ve Ivica Olic tamamen gereksiz ve Bayern'in aradığı oyuncular değiller. Özellikle Gomez'in fiyatı akıl almaz. Manchester City'de Roque Santa Cruz'a boşu boşuna yaklaşık 17 milyon sterlin ödedi. 6 ay sonra kiralık giderken görebiliriz kendisini. Tevez ve Adebayor için iyi transferler diyebiliriz. Keza Kolo Toure içinde. Lyon enteresan ve pahalı transferler yaptı. Eski güçlerini bulabilirler mi göreceğiz ancak Lisandro Lopez süper bir transfer. Yuri Zhirkov Chelsea için boş bir transfer. Yeni bir Scott Parker olur. Gareth Barry City'de ne yapacak çok meraktayım. İngiltere'nin meşhur over-rated oyuncularından sadece biri bence(Over-Rated adlı bir konu yazmak güzel olabilir). Son olarak Juventus Melo ve Diego'yu alarak iyi iş yaptı. İtalya'da şampiyonluğu zorlayabilecek tek takım. Sonuc olarak transferde kazananı görmek için az vakit kaldı. Bekleyip görelim.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Fenerbahçe - Beşiktaş(Maç Sonrası)

Bir süper kupa mücadelesi daha bitti, Fenerbahce 2-0 kazandı. Alex maçın adamı seçildi. Peki maçta neler oldu. Fenerbahçe adına aslında kısır bir maçtı. Maçtan önce Kazım-Gökhan ikilisinin damgasını vuracağını söylemiştim. Tek yaptıkları hayal kırıklığı yaratmak oldu. Kazım çok kötüydü. Gökhan ise gününde değildi hem defansta hem ofansta. Bilica bir diğer kötü isimdi. Önder Turaci kritik müdahaleler yaptı, Bilica'dan daha iyiydi. Andre Dos Santos kaçak dövüştü. Çok oyuna girmedi alan boşalttı. Christian şimdilik Maldonado görünümünü koruyor. Böyle devam ederse Deniz veya Selçuk'a formasını kaptırması yakındır veya şarttır. Guiza ise muhteşemdi. Çok koştu mücadele etti. Gerçek Guiza'yı gördük böylece. Sürpriz isim Vedersondu. Gerçekten çok etkili ve tehlikeli bindirmeler yaptı. Carlos'u aratmadı diyebiliriz. Beşiktaş'a gelirsek. Nihat Kahveci kötü durumda. Nobre hazır değil. Fink ortasahayı geçmeye cesaret edemiyor. Sol bek İsmail etkili oldu diyebiliriz. İbrahim Üzülmez'den sonra yeni bir soluk getirdi. Sivok kritik 2 hata yaptı ve bunlar gol oldu. Oyun genelinde top Beşiktaş'ın kontrolünde olsa da Fenerbahçe kazanmayı başardı. Ancak Fenerbahçe hızlı çıkan bir takım olarak etkili olmaya çalışıyor. Geriye düştükleri maçta neler olur bilinmez. Yaratıcılık lazım. Bir de ayrı bir not: Deivid de Souza inanılmaz kötü durumda.

2 Ağustos 2009 Pazar

Fenerbahçe - Beşiktaş

Büyük maça 2 saat kaldı. İlk kez Türkiye'de bir süper kupa maçı. Kısa bir yorum yaparsak maç öncesi Fenerbahçe'nin ne yapacağını gerçekten merak ediyorum. İlk kez kendi gücüne yakın bir takımla mücadele edecek. Asıl sınavı şimdi verecekler. Honved, Boluspor gibi rakipleri kolay geçmişti Fenerbahçe bakalım şimdi ne yapacak. Beşiktaş ise ilginç transferler yaptı. Kendi liglerinde tecrübeli ancak çok yetenekli olmayan oyuncuları aldı. Fink'i geçelim o standart bir takım oyuncusu. Beni ilgimi çeken Matteo Ferrari oldu. Kendisinden gençliğinden beri çok büyük şeyler beklendi. 21 yaşından itibaren Seria A'da düzenli forma giyen bir oyuncu oldu. Ancak onu küçük takımlarda görmeye alışığız. Mesela Genoa'dan önce Roma'da fazla forma şansı bulmayı başaramamıştı. O yüzden büyük bir takımda ne yapacağını merak ediyorum. Ama yıllardır tanıdığım bir oyuncu olarak Ferrari başarılı olacak gibi. Maça dönersek Kazım ve Gökhan Gönül ikilisinin Fenerbahçe adına damgasını vurmasını bekliyorum. Beşiktaş ise yaratıcı ayaklarını bulmaya çalışacaktır Yusuf gibi. Eğlenceli bir maç olacak. Benim dikkat ettiğim Fenerbahçe rahat olduğu zaman Beşiktaşı kolay geçiyor. Bu sefer bence çok rahat değiller. Geçen seneyi domine eden Beşiktaş'ı yenmek isteyecekler. Bir Fenerbahçe'li olarak Fenerbahçe'nin kazanacağını düşünsem de Beşiktaş kolay teslim olmayacaktır. Beşiktaş'ın baskılı oynayacağını düşünüyorum. Bu sebeple Guiza'nın klasikleşmis gollerinden görebiliriz. 2-1 Fenerbahce galibiyeti benim tahminim ve Kazım'dan bir gol bekliyorum.

Sergio Asenjo


Sergio Asenjo daha 20 yaşında genç bir kaleci. Atletico Madrid'in bu sene Valladolid'den transfer ettiği bu genç yetenek, yeni bir Casillas olabilir. Emirates Cup'ta performansı ve kendine güveniyle göz doldurdu. Sadece 5 milyon euro bonservis bedeli ödendi onun için. Bu piyasada bu fiyata muhteşem bir transfer. Asenjo yıllardır süren Atletico'nun kaleci sorununa çözüm getirecek gibi. Geçen sene Coupet çok dayanamamıştı, Leo Franco ise her zamanki gibi ya maçı kaybettirir veya kurtarır ama büyük bir takım için bu iyi bir oran değil(GS'ye gönderme). Sergio Asenjo gerçekten Atletico'nun sorununa ilaç olacak gibi. Eğer Agüero da istikrar yakalayıp defansta toplu oynamayı başarırlarsa bu sene ilk 4te görebiliriz Atletico'yu.

Not : Fm2009'da iyi bir genç yetenek olduğu söyleniyor. Deneyeceğim :D.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Fenerbahçe - Honved

Resim : Guiza düzgün vuruş için ince görmeye çalışıyor.

Fenerbahçe Honved'le oynadı ve rahat bir galibiyet alarak biz taraftarlarını sevindirdi. Ama bu galibiyette önemli olan Fenerbahçe'nin farklı yenmesi değil oynadığı oyundu. Yıllardır Fenerbahçe Avrupa'da böyle galibiyetlere hasret. Genelde takımları zorlanarak yeniyordu. Bu sefer ise hem oyun olarak hem skor olarak ezmeyi başardı.

Biraz maçı irdelersek; yeni transferler Christian ve Dos Santos belki de takımın en kötüleriydiler (Deivid'le birlikte). Christian şimdilik Maldonado'dan farklı birşey sunmadı bizlere(Al, yana ver, sakın ileri çıkma.). Tabiki ilk maçıydı hoş görmek lazım ama Emre'nin yanında gerçekten sönük kaldı. Dos Santos ise bence Türkiye'de bu yılın en önemli transferi(Elano ile birlikte.). Ancak benim görüşüme göre Dos Santos tam bir sol orta saha oyunucu. Hatta FM oynayanlar için DM/AM L diyebileceğimiz türden bir oyuncu. Sol bek olarak biraz zayıf daha doğrusu güvensiz gözüktü. Ama dediğim gibi Carlos'la birlikte iyi işler yapacak.

Maçta diğer dikkat çeken isimlere gelirsek; Guiza bitiriciliğini gösterdi diyebiliriz. Bu yıl daha iyi olacak. Semih vs. Guiza tartısmaları yakındır. Gökhan Gönül - Kazım ikilisi çok uyumlu gözüktü. Kazım Aragones dönemindeki kötü oyununu unutmuş yenilenmiş. Yararlı olacağı kesin. Emre Galatasarayda oynadığı dönemdeki gibi press yapan akıllı oynayan bir oyuncuya dönüşmüş. Ayakta alkışladık ve bunu haketti. Alex oyun zekasının eş anlamı. Bilica - Önder pozisyon vermediler ancak bu ikili ile bu işin biraz zor olacağı belli. Ağır kalabiliyorlar. Mehmet Topuz golde hatası vardı sonra kendini affettirmeye yönelik olumlu hareketleri var. Yeni saç şeklini de olumsuz bir hareket sayabiliriz sanki. Son söz de Deniz Barış için. Son dakikalarda girdi ve canla başla mücadelesini etti. Daum'la birlikte bir başka oynuyor Deniz. Ve Deivid nedense düşüşte hem de uzun zamandır. Formayı Kazım'dan almak istiyorsa vites artırmalı.

Bir parantez de Daum'a. Bu adam her ne kadar eleştirilse de oyuncunun dilinden anlıyor. Zamanında Anelka'yı yedek oturtabilmiş bir hoca olması zaten birşeyler göstermişti. Oyuncuları idare konusunda muhteşem. Ayrıca Koch gibi bir antrenör her takımda bulunmaz. Teknik heyete de bir bravo.

Neden "Oradan golü var" ?

Oradan golü var her futbol severinde bildiği gibi spikerlerimizin dillerinden düşürmediği, genel olarak frikik önceleri söylemekten zevk duydukları bir cümle. Bunun ilginç tarafı çoğu spikerimizin futbolcu ayırt etmeden bunu söylemesi. Bu cümle Selçuk Şahin'in kaleye 30 metre mesafede topla bulusmasının ardından da, Juninho Pernambucano'nun frikik basına geçmesiyle de söylenebiliyor. Cümlenin tarihçesi bu :D. Blogdaki amacım kendi futbol anlayışımı paylaşmak. Gorüşürüz.